ARAF- Jamie McGuire

/
4 Yorumlar


      Ahhh galiba aşık oldum. Ne galibası yaa ben kesinlikle aşık oldum. Sağolsun Jamie Mcguire yazdığı her karaktere beni aşık etmekte usta. Yazarın ilk olarak Tatlı Bela kitabını okuduğumu ve adama deli divane aşık olduğumu söylemiştim. Ayaklı Bela`yı da okudum ama laf aramızda tembelliğimin kurbanı oldu. Ama Araf`ı tembellik kurbanı etmeden hemen yazmak için bilgisayarımın başın kuruldum. 



     Jamie bu kez karşımıza paranormal bi aşk hikayesiyle çıkıyor. Kadın karakter Nina hayatta en çok değer verdiği insan olana babası Jack ölümü yıkılmış bi halde yurduna dönerken oturduğu otobüs durağında karşısına yarı melek yarı insan olan Jared çıkar. Zaten burayı da kitabın arka kapak yazısında görebildiğimiz için söylemekte zarar görmedim. Jared onun koruyucu meleği ve onu meleklerden, şeytanlardan ve insanlardan korumaya çalışıyor. Ve tahmin edebildiğiniz gibi birbirlerine de aşık oluyorlar. Hem de fena halde. İşte bu satırlardan sonrasını kapağın arkasında bulamazsınız.


      Nina daha önce hiç aşık olmamış ama Jared karşısına çıktığı an ona delicesine aşık olduğunu anlıyor. Ve onunla tekrar karşılaşabilmek için resmen –tıpkı ben -yırtınıyor. Adamla karşılaşabilmek için sokaklara atıp dolanıp duruyor ama nafile. Ama adamın olmadık yerlerde de karşısına tesadüfen çıkmak gibi de bi huyu var. Nina Jared deyip dururken bide üniversiteden arkadaşı Ryan`da tanıştıkları an itibariyle Nina`nın peşine düşüyor. Alın size yepyeni bi aşk üçgeni.


      Nina Jared`ı arayıp dursada aslında bilmediği şey o aslında uzun yıllardır onun hemen yanında. Jared Nina`nın koruyucu meleği demiştim dimi? Uzun yıllardır Nina`yı tüm kötülüklerden koruyor. Ve çok çok uzun zaman öncede ona geri dönülmez bi şekilde aşık olduğunu fark etmiş halde. Jared onunla birlikte gülüyor, onun acısını hissediyor, onu sürekli uzaktan izliyor ve katlanıyor. Bildiğiniz Jared Allah`tan belasını bulmuş. Kızı uzaktan sevmekten başka bi şansı yok.  Çünkü Nina`nın babası Jack kızını korumak dışında yaklaşmasına izin vermiyor. İyi ki hortlayıp duruma müdahale etmedi çünkü ölü hali bile adamın sorun.


      Nina Jared`a ışık hızıyla aşık oluyor ve ışık hızıyla onun varlığının sebebini öğreniyor. Öyle  hızlı gelişiyor ki olaylar ne ara bunlar tanıştı aşık oldu diye şaşırıp kalabilirsiniz. Ama işler istedikleri gibi yürümüyor. Çünkü Jack ölmeden önce başını fena halde derde sokmuş, bulaşmaması gereken kişilere bulaşmış halde. Ee iyisiyle kötüsüyle mirasta Nina`nın başına kalıyor. Zavallı Jared`da hem aşkına sahip çıkmaya hem kızı korumaya çalışırken perişan oluyor.


      Ryan dediğimiz elemanda kızın peşine düşünce işler iyice karışıyor tabi. Çünkü Ninan Jared`a aşık ama Ryan`dan da hoşlanıyor. Onunla zaman geçirmekten, onun varlıpından. Çümkü normal olabilme şansını bi tek onunla yakalayabiliyor. Twilight`dan beri böyle üçgenlere sinir oluyorum ama yazarlar nedense bu konuda ısrarcı. Bari diğer karakteri kötü yap. Ama yok yazar cidden Ryan içinde harika bi karakter profili çizmiş. Kitabın sonuna kadar adam bi hata yapsın da ondan nefret etmemi sağlasın istedim ama o gittikçe daha çok sevdirdi.


     Kitap cidden nasıl başladı bitti anlamadım. Zaten bu kadının ne zaman bi kitabına başlasam dünyadan tamamen sıyrılıyorum. Sadece kadın karakterlere sinir oldukça kendimi mutfağa çikolata zulasını karıştırmaya gidiyorum. Hayır düşünüyorum bende karşımdakini korumak için geri çekilirimde, sadistçe hem kendime hem de ona acı çektirteceksem en yakın haftadan geri dönerim. Yazar sağolsun takvimde hafta gün bırakmadı. 


       Jared benim biricik aşkım ya. Ama bi yandan da Ryan`a da kıyamıyorum ki. Hayır adam Jacop gibi kurt adam değil ki Nina`nın kızına aşık olsun onunla yaşlanma seçeneği olsun. Valla serinin sonun da Ryan`la birlikte olur diye fena halde korkuyorum. Çünkü fark edildiği üzzere ben Jared taraftarıyım. Tatlı Bela`daki Travis gibi yine badboy beklerken, Jared ters köşe yapıp goodboy x 10 ile tahttaki sırasını zorluyor resmen. Kızda haklı ama unutmaması gereken Ryan 4 x goodboy anca eder. Hem Jared sarışın mavi gözlü yani tam benim tipim. Gerçi Ryan`ın tip nasıldı inanın hatırlamıyorum. Çünkü yazar inatla tip tasvirinde fakir davranıyor. Kızın saçı başı ne renk geçtiğini bile hatırlamıyorum. Ayaklı Bela`yı okumadan Abby`nin karamel saçından bi haberdim düşünün artık.


        Öhöö öhhööö….Bu ara fena halde aşk kitaplarına sarmıştım. Sadece aşk olsun, paranormali falan olmasın diyoedum. Ama  baylar bayanlar benden demesi kadın işini biliyor. Yazarın artık her kitabını gözüm kapalı okuyacağım gerçeği bi yana uzun zamandır uzak durduğum paranormal kitap aşkımı kabarttı. Bide üzerine iki mükemmel erkek karakter koyup salyalarımızı akıttı. Kitap listenize eklemenizi ve okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Okumayanın yediği çikolatalar löp löp et olsun…

       Uzun zamandır şarkı eklememiş miyim ne?




Benzer Yazılar

4 yorum:

Asena G. dedi ki...

Aşırı derecede merak ettiğim bir kitap. Aslında okumadığım tonla kitap var, o yüzden almayayım diyorum ama kendime engel olamıyorum. Sınavlarımı atlatır atlatmaz alıp, okuyacağım. Yorum yine çok eğlenceli, eline sağlık! :)

Zamska dedi ki...

Köşede bekleyen bi çok kitap bendede var ama dayanamayıp almaya devam ediyorum. sınavların varsa uzak dur insan fena kaptırıyor çünkü. Ben anlamadım nasıl bitti =)

Tek Aşk A* dedi ki...

Bende merak ettim şimdi bu kitabı o kadar güzel anlatmışsınki :)

Zamska dedi ki...

çok teşekkür ederim =) vaktin varsa en kısa sürede okumanı kesinlikle tavsiye ederim =) zaten başlayınca bitirmeden bırakamazsın diye düşünüyorum =)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.