New Girl`i izleyip de bana tavsiye etmeyenler varsa aranızda sizlere kırıldım haberiniz olsun. Friends`den sora deli divane dizi aramaya başladım. Sonunda da New Girl`e düştü yolum. Dizinin güzelliklerini anlat anlat bitmez. İlk tercih ettiğim güzelliği yirmi dakika. Sonra Zooey Deschanel var tüm şekerliğiyle. Bir de dizi komik.


      Zooey Deschanel`ın hayat verdiği Jessica  karakteri -ki kısaca Jess diyorlar- ilk okul öğretmeni. Bir iş gezisinden sonra sevgilisine sürpriz yapıp eve erken dönüyor. Ama asıl sürprizin alasını sevgilisi yapıyor. Hoş bir hatunla bizim kızı boynuzlarken yakalanıyor. O saatten sonra adamla kalmaya devam edemeyeceği içinde kendine ev aramaya başlıyor. Nick, Scmidth ve Coach`la da yolu böylece kesişir. Üç erkeği ikna etmek içinde Cece adında ki manken arkadaş kozunu kullanmayı da ihmal etmez.


      Jesss dünyada ki en pembe gözlüklü insanlardan biri. Sen ona yumurta de o anında sana üç şarkı yazar. Sürekli, her konu hakkında anında şarkı söyleyip duruyor. Her yerinden sevimlilik ve enerji fışkırıyor. Rengarenk kıyafetleri ve garip yüz ifadeleri var. Duygusal ve duygularını anlatmak konusunda abartılı bir tutumu var. 


      Nick huysuz, 30`luk bedendeki 70`lik adam. Kendisi hukuk fakültesini bırakıp barmenlik yapan, faturalarını ödemeyen sorumsuz bir karakter. Hayat felsefesi her şeyden nefret et. Uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi de bunu terk etmiş ve acısını gömmeyi başaramamış. Ağlayıp zırlayıp sevgilisini arayan, ama nasıl olduğunu anlamadığınız bir şekilde duygulardan bahsetmeye, duygusallığın yanından geçmeyen bir adam. Beceriksiz, sorumsuz ve aşırı pis, depresif. Ama arada bir durup doğru şeyi söyleyen ve benin en sevmediğim daha doğrusu dizide tek sevmediğim karakter.


     Scmidth….. Dizide en sevdiğim karakter olur kendileri. Bir zamanlar çok kilolu olup, zayıfladıktan sonra beslenme olayına takan, evi temizleyen, alışverişi yapan, düzeni sağlayan ve çulsuz arkadaşlarının maddi yükünü çeken kişi. Böyle söyleyince ok zavallı ve yardım sever geldi ama öyle değil. Dizide ki en uyuz karakter. İnsanları sevmiyor. Tabi zengin, ünlü veya seksi bir kadın değilseniz. Herkesi iğneleyecek bir lafı ve pahalı, çoğu zaman iğrenç renkte olan takım elbiseleri var. 


     Winston var. Dizi ye ikinci bölümde Coach yerine giriyor. Litvanya`da basketbol oynarken sakatlanıyor ve ülkeye geri dönüyor. Dizide ki en şeker karakterlerden birisi. Dünyada soyutlanmış insan. Telefon ve internetten resmen bir haber. Gerçi sonradan iyi toparlıyor. Flört olayından hiçbir şey anlamıyor. Sürekli hüsranla sonuçlanan garip flört tavrı var. Bildiği tek iş basketbol oynamak olduğu içi uzun süre iş konusunda bocalıyor. Birde Nick`in çocukluk arkadaşı oluyor kendileri.


     Cece Hintli mankenimiz. Jess`in çocukluk arkadaşı. Manken tabularını az çok yıkan bir tip. Sert keskin bir tavrı var. Diğerlerine uyum sağlarken, kendi çizgisinden ayrılmayan bir kız. Sevdiği insanı sonuna kadar savunmaktan çekinmeyen bir kadın.


      Ve 3. Sezonla geri dönen Coach. Sevgilisi bunu şutladıktan sonra soluğu yine bizimkilerin yanında alıyor. Coach`la ye iç ama spor yapma. Coach siznle alışıyorsa yorulmayacaksınız, pes etmeyeceksiniz. Çift karakterli gibi. İçinde ki çocukla, sert askerimsi tavrı insanda gel git yaratıyor. Daha yeni bir iki bölüm izledim Coach geldiğinden beri. O yüzden daha onu çözmekteyim.


      Dizi güzel ben sizlere tavsiye ederim. 4 aydır izliyorum daha yeni 3. Sezona geçtim ama bu benim tembelliğimden daha doğrusu vakitsizliğimden. Dizi tam kafa dağıtıp eğlenmelik. Hem benden duymuş olmayın ama harika konuk oyuncular gelip gidiyor.

Not: buraya yazmayı özlemişim. Bir sürü mim var ve ben yapmadıklarım için özür dilerim. Şu ara ne vaktim var ne de keyfim. Her şey azıcık fazla gelmeye başladı. Azıcık kafa dağıtmaya geldim buraya itiraf ediyorum. Yazmıyorum ama birçok arkadaşı okuyorum sessizce. Zaten benden daha azı beklenmez. Kime ne yapıyor merak ederim ben. Şimdilik hoş çakalın.