GECEMİ AYDINLAT

/
4 Yorumlar

Tatil dedim sürekli okurum, izlerim gezerim dedim ama bi baktım iş, büt ve bulduğum her dakika gezme oluş. Biricik kardeşime kavuşunca kitap okumayı bile istemez oldum. Ama okumayı da kardeşim kadar özlemişim onu fark ettim. Ve Lisa Kleypas karşı meğer aşeren hamile kadın gibiymişim. 


         Lisa Kleypas en en sevdiğim yazarlardan biridir. Wallflower serisi ise inci tanem. Ama Hathaway serisi insanın okumadan geçemeyecekleri arasında. Yazarı sevdiğim için her kitabını gözüm kapalı okurum. Bundan da pişmanlık duyduğumu hiç görmedim. 



        Kitabı çok sevdim ki aşırı özlemişim historical romance okumayı. Gece başladım uyudum uyandım kahvaltıya kadar bitti. Okuması o kadar kolaydı ki yemekten önce yediğim annemin kızdığı çikolata gibi geldi. Böyle aile serilerini hep sevmişimdir ki bu da benim için istisna değil. Ama bu seride karakterlerin kaçık olmasını seviyorum. Tim Burton filmlerinden fırlamış gibiler. Ne zaman ne yapacakları belli değil.  



         Poppy Hathaway uzun süredir gizlice flört ettiği sevgilisinden gelen mektubu kovalıyor ve olaylarda böylece patlak veriyor. Tabi ki mektup Paperman`de ki gibi kanatlanmıyor. Beatrix`in akıllı gelinciği mektubu kaçırıyor. Bu sayede Poppy Harry`nin kollarına düşüyo. Bu gelincik baya zeki. Ne zaman kimin karşısına neyle çıkması gerektiğini biliyor. Sonuçta aynı gelincik Bayan Marks`ın iç çamaşırlarını Leo`nun kucağına bırakmıştı.





         Haryy Poppy`le otelinde kaldığı üç yılın sonunda kurduğu ilk diyalog sonunda onu elde etmeyi kafaya yerleştiriyor. Bu uğurda da herkesi harcamakta sorun görmüyor. İşe ilk olarak da babasının korkusundan kızla herkes içinde flört edemeyen, mektubun sahibi Michael ile başlıyor. Bana sorarsanız da en iyisini yaptı. Böyle korkak adamlara hiç dayanamıyorum çünkü. Zaten Michael babası resti çekince anında topukladı. Böylece mücadele etmeyip Harry`nin yolunu açtı bide üşenmedi köprü kurdu. Harry`de ikinci adımda hızlıca ilerledi ve sonunda amacına ulaştı. Şaşırtıcı ama adamın niyeti evlenmekti. Evlenmek isteyen erkek…



        Evlilik öncesi ortaya çıkanlar, ailenin tavrı, Poppy ve Harry arasındaki meselelerse gitgide karıştı. Poppy sevgi dolu bi çılgın aile üyesiyken Harry için işler o kadar kolay değildi. Zavallı Harry aileden yana çok çekmiş. Sevgi dediğimiz şeye oldukça uzak. E kızda sevgi arsızı olunca olan adama oldu ve çekti. Gerçi ben mi dedim adama kızın arkasından dolaplar çevir bide yakalan diye. 


        Kitapta ana karakterleri çok sevdim. Poppy insan canlısı çok şeker bi hatundu. Harry zengin Amerikalı bi otel sahibi. Ama adam bu gibi bi tipik özelliğin dışında mucitte. Yani adam hem seksi hemde beyni çalışıyor. Bu da onu tadından yenmez hale getiriyor. Emekleye emekleye de olsa nasıl sevmesi gerektiğini öğreniyor ve bunu bize hissettiriyor. Ama adamın iyi bildiği bişey varsa istediğini alıyor ve bırakmıyor.


         Kitapta en sevdiğim şey ise bi sonraki kitaba dair vaadi. İkinci kitabı okuyanlar bilir büyük iki kız muhteşem çingenelerle evleniyorlar ama malum sürü kalabalık. Kızlara refakatçi olarak alınan Bayan Marks daha ilk dakika itibariyle Leo`nun dikkatini çeker. Tabi bu iyi manada değil. Sürekli birbirlerini gördükleri her an takışıyorlar. Bu arada Leo ailenin reisi sayılır. Poppy`nin abisi ve uzak bi akrabadan lord ünvanı da miras kalmış. Sevdiği kadını kaybedince bi kendini kaybetme dönemi yaşıyor ve sonunda ruhsal olarak toparlanıp zampara hayata merhaba diyor. Eee Bayan Marks`lada bolca çekişince insan onların arasındaki kıvılcımı görmeden edemiyor. Bu kitabın sonundaysa bi sonraki kitap olan Bayan Mark ve Leo`nun çok şey vaat eden kitaplarının ilk bölümü veriliyor. Çok şey vaat ediyor çünkü Leo kadının odasına “Cat… Olanlar hakkında konuşmalıyız” diye dalıyor. Samimiyet dikkat çekici ve bu kadının da sakladığı sırlar olduğu mesajı alttan verilmişken kitabı deli gibi merak ediyorum. 


        Kitapta bolca önceki kitap karakterlerini görüyoruz ki o kadar çok görünce bizim ana karakter kim diye bi bocaladım ben. Cidden bu kitapta tek sinir olduğum şey buydu. Çiftimize yer verilmeyi unutmuş gibiydi Lisa. Tamam tabi ki de yer vermişti ama birlikte geçirdikleri vakit bence azdı. İletişimleri fazla kopuktu. Ben böyle flört etsinler çok çok çekişsinler, birbirlerini istesinler istemesinler ama sürekli  gönderici kanal alıcı olayı sağlansın istedim.


        Kitabın kapağını çok sevdim ki çevirisi de bence güzeldi. Aile ye zaten bayılıyorum ve sevdiğim serilerden biri. Bence yazarla tanışmayan varsa acil serilerinin birinci kitaplarını alıp Merhaba desinler. Bu kitaba geldiklerinde de bana ben size demiştim deme zevkini bana tattırsınlar. Herkese koca koca okumalı günler.

The Hathaways serisi
1) Mine Till Midnight
2) Seduce Me at Sunrise
2,5) A Hathaway Wedding
3) Tempt Me at Twilight
4) Married By Morning
5) Love in the Afternoon

Bu şarkı beni benden alıyor...

                           








Benzer Yazılar

4 yorum:

Kristal Kitap dedi ki...

Çok seviyorum şu kadının kitaplarını ya. :) En kısa zaman da bende alıp okumak istiyorum. :)

Satıgül Yüksek dedi ki...

daha önce okumadığım bir yazar, yorumundan sonra listeye aldım, teşekkür ederim canım : ))

Zamska dedi ki...

En sevdiğim yazarlardan resmen kadını okumalara doyamıyorum.. Şimdiden iyi okumalar yorumunu merakla bekliyorum =)

Zamska dedi ki...

Canım bu yazarı kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu serisi de çok güzel ama yazarı ilk defa okuyacaksan Wallflower serisi ile başlamanı tavsiye derim. O Yaz ilk kitap. Ben Böyleyim ise ikinci ve benim favori kitabım =)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.