ZORLA GÜZELLİK OLMAZ

/
2 Yorumlar
     Bekledim bekledim sonunda okudum. Johanna Lindsey sevdiğim yazarlardan biridir ki Malory ailesine bayılırım. O yüzden olsa gerek kitabı okumaya çekindim. Bendede ne varsa bazen kitap okumaya korkuyorum.  O da nesi diyebilirsiniz ama öyle. Bi kitaba başlarken konusunu ivik divik edesim beğeneceğime emin olasım geliyor. Tabi bunu yaparken bazen gereğinden fazla şey öğreniyorum bu kez de öğrendiklerim yüzünden merak unsurum azalıyor ve bi taraftanda artıyo. Anlayacağınız üzere garp dengesiz bi ruh haline sahip olduğumu açık ediyorum ama öyle. Sonuçta zaman ayırıyorum güzel olmasını istiyorum doğal olarak.


     Bu kez ilk dilinden bahsetmek istiyorum çünkü bu kez yayınevi gerçekten iyi çevirmiş. Malory ailesinin kitaplarını nedendir bilinmez iyi çevirememişlerdi. Yazar yine güzel bi konu bulmuş ve işlemiş. Bu kez daha suçumsu, polisiyemsi kurgulamış olayı. Sebastian Townshend adındaki erkek karakterimiz yıllar öncesinde en yakın arkadaşını düelloda vurup öldürüyor. Öldürme işi yanlışlıkla oluyo ama düello sebebi arkadaşının karısıyla işi pişirmiş olması. Evin en büyük oğlu olmasına rağmen babası kapının önüne koyuyor ve bizim zavallıda vicdan azabını da yanına alıp ülkeyi terk ediyor. 




     Sebastian ülkeyi terk ettikten sonra cebinde beş kuruş para olmayınca mecbur çalışıyor ve seçtiği meslek bi nevi dedektiflik. Birileri için para karşılığı birilerini buluyor. Leydi Margaret Landor`da Sebastian`ı tam olarak yerde ararken gökte buluyor. Çünkü onu araması için onu tutmaya geliyor. Baya anlamsız saçma bi cümle oldu ama olay tam olarak böyle. Bu arada Margaret`ın yana yakıla onu aramasının sebebi de Sebastian`ın çürük yumurta kardeşinin babasını öldürmeye çalışması. Kız gelip bunun yanında bide bu çürük yumurtanın arkadaşını öldürmesine sebep olan yellozla evlenmiş. Ama bizim bu Sabastian Nuh diyor peygamber demiyor. Kız ailen o senin diyor, adam artık beni ilgilendirmez diyor. Kız ödeyemesin diye uçul bi meblağ söylüyor ama kız ona da eyvallah diyor. Aslında korkusu babası istemez git der falan filan. E adamda haklı zavallım yıllardır vicdanıyla boğuşuyor üzerine bide ailesinden olmuş. Babasıyla da önceden yakın bi ilişkileri armış. Normalde kitaplarda hep babayla kötü bi ilişki olurdu ama bunda o da yok.


     Kızla adam sonunda İngiltere yollarına düşüyorlar ve kendince de bi plan yapıyorlar. Sebastian`a bilgi toplayacak süre  kalsın diye zaman kazandırmak amacıyla kimliğini saklayacaklardı. Sonra eve sokabilmek için zor durumda kalırlarsa evlendik diyeceklerdi. Ama adam kızın yanında adamı görünce dayanamayıp evliyiz diyor. Babasını görmeye gidince de bakıyor adamın başına yine bi kaza gelmiş. Babası hasta olunca da kızla eve yerleşiyorlar. Bi oda ve ateşle barut olayı olunca işler alevleniyor.  Tabi Sebastan`de boş durmayıp kazaları araştırıyor. Kardeşi garip bi hal içinde, o yelloz zaten bi haltlar karıştırmış kesin. 


     Adam her zaman ki gibi yakışıklı, harika, olağanüstü. Kaşı gözü nasıl hatırlamıyorum ama zaman zaman adama sinir olup, çoğu zaman sevdim. Kız desen azıcık saf geldi. Her numarayı yedi, olmadık yerden duman çıkardı. Sonunda olan ona oldu. Adam basıp gitmeye, evlenmemeye o kadar takmıştı ki kıza aşık olduğunu kulağından sokup itiştirmek gerekti. Aşık olduğunu anlaması için uzaklaşması gerekti ki bu kez de kıza zarar vermeyim ayakları.acaba kızı baştan çıkarırken aklı nerdeydi. Erkek milleti böyle işte. Kaybetmeden değerini anlamıyor. Sonra bi geliyor hiç bi şey umurum da değil, sen itsen de istemesen de ayağı yapıyor.  Adamında yaptığı aynen buydu. Zavallı kız inatçı olmasa beklemese yanmıştı. Daha doğrusu ortada kalmış, kendini hırpalamıştı.


     Olayları kitabın son elli sayfasına kadar tırmandırıp duruyor. Çözmüyor çözmüyor… işini gücünü bırakıp uyumadan etmeden okumak zorunda kalıyorsun. Eline alınca da lanet gibi yapışıyor bi türlü bırakamıyorsun. Yazara ne yalan söyleyeyim baya kızdım. Bari azar azar şunun ipuçlarını verseydin. Çünkü garanti ediyorum sonunda dumur olacaksınız. Beklediğim tek bi şey bile çıkmadı ya yok böyle bi şey. İnsan yok artık diyor ama hatun azmış oluyor. Kitabı sevdim ki elde değil. Sevmediğim tek şey merakımı çok tırmandırması. Dip not da vermeden geçemeyeceğim. Malory ailesine o kadar alışmışım ki kitabı nedense çok yadırgadım. Başka bi yazar olsa ya da o aileyi okumasaydım yadırgamayacağımı da biliyorum ama yapacak bişey yok.  kitabı sonuç olarak çook mu çok sevdim.

Dinlediğim şarkıya gelirsek….. Aylin Prandi Solo tu





Benzer Yazılar

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Öncelikle şarkıya bayıldım. Böyle gitarla hafif müzikleri severim. Her neyse kitap yorumuna gelirsem, son bütün yazdıklarına katılıyorum özelliklede şu "Erkek milleti" kısmı ve son paragraf :D Cidden insan elinden bırakamıyor kitabı, 2 günde bitirdim. O da meşgul olduğumdan yoksa 1 saatte bitmişti :D Kitap kendini o kadar bağlıyor ki bazı saçmalıkları göz ardı ediyorsun. Misal, Juliette denilen bitch bu kadar şeyi nasıl becermiş?? Sebastian bile yanında usta bi yardımcısı var, bunu sadece bi seyisle yapmışsa bravo alkış demek istiyorum gerçekten. Kadın bayağı zekiymiş herkesi ayakta uyutmuş(!) Neyse, onu geçtim bazı olayları tam açıklamıyor öyle kalıyor. Kitapta beni bağlayan tek şey Seb-Mag aşkıydı. Eee hadi artık yatağa gidin de sevişin dedim bi ara kafamda ahahahahh :D Kızı yatağa attı da noldu? Attı işi bitti gitti son of a bitch :D Erkek milleti iştee ah ahhh !! Sonuçta kitabı beğendik mi beğendik gerçekten, ne kadar kusurlarla dolu olursa olsun, yazar işte, kalemi kuvvetli olunca herşeyi unutturuyor bize. Bu arada fazla yorum bulamadım bu kitapla ilgili, senin yorumunu görünce çok sevindim dayanamadım bu kadar yazdım valla. Teşekkürler bu yorumdan mahrum bırakmadığın için bizi :D

Zamska dedi ki...

asıl ben teşekkür ederim yazdığın için. kitabı tek solukta okuyunca yazmadan geçemedim. açıkçası bende tahmin etmezdim o kadın bu kadar şeyin altından çıksın. Ee ummadık taş baş yarar derler. yalan yok ben de dört gözle ne zaman yatağa gidicekler diye çok bekledim. Ama Sebastian`nında diğerleri gibi çıkacağınıtahmin etmeliydim. olan yine kız oldu... şarkıyı sevmene sevindim.. çok sevdiğim şarkılardan biridir. Aylin Prandi`nin diğer söylediği şarkıları da dinlemeni şiddetle tavsiye ederim =))

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.