BENİ HEP SEV

/
0 Yorumlar
     Gezi Parkı hatıram. Kitap bırak kitap al derken elim görür görmez gitti. Kitabı almayı kafaya koymama rağmen bi türlü alamamıştım ama Gezi işin icabına baktı. Yazıyı ne zaman yayınlarım ama bugün günlerde 15 Haziran Perşembe. Ne gerek varda söylüyorsun diyen olursa da bugünlerde blogum benimle direnişte ama hem yazıyorum hem okuyorum diye söylüyorum. Yazıda bi çoğu gibi arşive atılıp sırasını bekleyeceği için tarihi belirtmek istedim. Yalnız bildiğiniz geleceğe not düşüyorum ya neyse.



     Yazarla geçen yıl bu zamanla tanıştım ki kendisini twitter falan biliyordum iş kitaplarını okumaya gelince geç olmuştu. Ben okumaya kalktığımda zaten ikinci kitabı da çıkmıştı. Önce beğenmeme olasılığına karşı ilk kitabı aldım ama sonra koştur koştur ikiyi almaya gittim. Kitap dizüstü edebiyatının bi parçası bilmeyen için. Kitapta ne ararsan var. Yani küfür, aşk falan.. Şimdi küfürü niye gözümüze sokuyorsun derseniz zaten günlük hayatta ediyorken niye saklayalım. İtiraf ediyorum ben küfretmeyi seviyorum hatta bayılıyorum. Bazıları çok varoşça bulabilir ki bende arada bulmuyor değilim ama yeri zamanı var. Bi kere kadın olsun erkek olsun küfür ağzına yakışmıyor insanın bi kere kötü söz. Ancak şuda var çook cool küfredenler var ki ben çok cool küfrederim. Bazen sesimi ayarlayamasam da yaratıcı küfür işim. Aklınıza geldiği gibi her zaman küfreden biri değilim. Büyükler, hoca, uzaktan tanıdığım vs. kişilerin yanında çok akıllı uslu olduğumdan hayatta aklarlına gelmez küfrettiğim ama ediyorum. Bi kere çok çabuk sinirleniyorum ki içimden sessizce küfrettiğim hatta fısıltıya döktüğüm çok oluyor. Ne var ki canım yansın ağzımdan çıkan ilk kelime” Ha s*ktir”.  Tabi bunları annemin yanında yapmıyorum ki yanında birinin küfretmem için cidden yakınım olmalı yoksa millete dedikodu verecek bi tip değilim. Gerçi onu da umursamamda annem cadılar bayramında kapıya dadanan çocuk gibi “terlik yada biber” diye baktığı için hatunun kulağına gitmemesi bilhassa önemli. Annemin bana şiddet uyguladığı yok haa. Kadını cadı gibi gösterdiğime bakmayın bi yerde haklı.


     Küfürden fırsat bulup kitaba gelemedim. İlk kitapta Bora diye bi it var -ki kızı terk edip ardından hemen evlendiği için bu lafı sonuna karda hak ediyor- ve kızı terk etmesinin ardıdan kızın düştüğü bunalımdan bi haber yaşayıp gidiyor. Bizse pelinin ağzından o boşlukta neler yaşadığını, ne acılar çektiğini nasıl çırpındığını görüyoruz. Yalnız salya sümük bişey beklemeyin. Pelin bildiğin gününü gün ediyor iyi ediyor. Mahalle baskısından mıdır nedir bilinmez ayrıldıysan terk edildiysen zavallıyı oynama mecburiyetin var sanki gibi hareket ediyor insanlar. Farklı tepki verince de bi numaralı kaşar ilan ediliyorsun. İkinci kitapta Borayla ilk nasıl başladılar, sonra kendilerine nasıl son yazdılar onu görüyorsun. Kitabın başında “Ahh canım Bora” derken sonunda ikisine de küfrediyordum ama en çok Bora`ya. Pelinin suçu ne derseniz tipik bi kadın. Fazla aramızdan, fazla kuruyor, fazla düşünüyor, fazla şüpheci. Lan insan iç sesini dinlemek istemezken okumak ister mi istemez tabi ki.


    Sonunda Hep Beni Sev`e geldim.  Bora Pelin`le  ayrılıp ardından kuyruk sıkışmış halde dönüyor. İşte o sahneyle deliye döndüm. Çünkü kız aşık hala. Bu adam o kadar yaptı etti ama hala aşık. Niye böyle oluyor anlamıyorum. Her boku yapıyorlar ama biz bi türlü vazgeçemiyoruz işte o yüzden kızdım. Hani bi arkadaşımda yapsa kızar kükrerim ama benim başıma gelse biliyorum giderim. Kız tabi bu arada Emir isimli biriyle tanışıyor ki Grey benzetmesi yapılınca “al onu al” diye bağırdım. Tam dedim bu emir harika çocuk Bora yine ortaya çıktı. Niye çıkmasın ki her şeyi bok etmeli kafa karıştırmalı bu onun işi. Emir karakteri de bir sevilesi geldi bir anlatamam. İkisi arasında kalınca Pelin ben Emir dedim durdum. Neden mi kadın milletiyiz çünkü. Arkadaşımıza iyi çocuğun adresini verir kötü çocuktan uzak dur der ahlak bekçisi kesiliriz. İş bize gelince ilk fırsatta kendimizi kötü çocuğun kucağında buluruz. Bendeki de o hesap.


      Sağolsun Emir kendinden de soğuttu beni. Neden mi? Dayanamayıp söylüyorum aldatılmayı kabul etti. İlk hareket cooldu tamam ama sonrasına ne demeli. Dumur oldum lan. Sen Türk erkeğisin ki, etrafta atıp tutan burnundan kıl aldırmayan milletiz. Terk etme aldat diye yalvarılır mı? Lan bırak Türk erkeğini hiç bi erkek kabul etmez. Ama adam fos çıktı. Yazar da sanki anlatırken ütopyasından bahsediyor. Bana imkansız gözükmekle birlikte imkanlı olduğunun da farkındaydım.


     Pelin iki adam arsında kalıyor ve soruyor “Aaynı kişiyi ikinci defa sevmek mi zor? Aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor?” Ben cevabını bilmiyorum başıma gelmedi. Ama aynı adamı sevmek daha zor galiba. Aynı anda iki adamsa aslında o da zor bi yerde. Yalnız aldatma mevzusu bana göre değil. İki kişiyi aynı anda idare etme ister kadın olsun ister erkek bana göre ters. Bunları ahlak bekçiliği yaptığımdan söylüyor olabilirim ama bu benim yüzde ellim. Diğer yüzde ellimse lan sen değimliydin annene aynı adamla yıllardır evli kalmak zor değimli hep aynı yüze bakmak sıkıcı değimli diyen. Beş dakikada aşık olan. Dünya hali valla olur mu olur ama şunu da biliyorum ki birinden gerçekten hoşlanıyorsam  o bilmese de duygularım tamamen ölene kadar ki hala ölmedi bir buçuk yıl oldu be sadık kalıyorum aptallık mı evet ama elimden başka bişey gelmiyor. Pelin yine iyi adamı affediyor öyle yada böyle. Bu bende ya asla affetme yada ödeş olurdu. Gerçi pelin ikisini de yaptı.


     Okumak için sebep istiyorsan Pelin aklını okuyor  bi yerde çok güldürdü çok hüzünlendirdi. O kafayı sıyırmaları, kendi kendine kurmalar, sonra haklı çıkmaları…. Zihni sürekli sorular soruyor sorunlar arıyo;çünkü kadın ve melodram seviyor. Sorun yoksa bizler içi problem var demek. Çünkü biliyoruz ki hiç bi şey mükemmel değil.  İnsan yapmam değini yapıyor,  affetmem diyor affediyor. Köpek gibi acı çekiyor gitmesin diye susuyor.


     Kitaba dair tek eleştirim azıcık saçma. Şimdi yazarın blogunu twitter`ını takip edince ister istemez paylaştığı her düşünceyi görüyorsunuz. Doğal olarak kitapta beğenilere çok rastladım ama bunu biliyorum falan çok dedim. Yani sürprizi çok kalmadı. Kitap kısa geldi bi de ne zaman bitti fark etmedim. Ee fark edemediğime göre okumalısınız.


 Şarkıysa .....

 



Benzer Yazılar

Hiç yorum yok:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.