NİSAN YAĞMURLARI

/
0 Yorumlar
     Sevdiğin bi kitabın bitmesi kadar beni rahatsız eden kalacağını bile bile çalıştığın derstir. Bu durumda ise biten bi seriye üzüldüm. Final haftamda okudum ve programlama sınavımdan hemen sonra başladım ve bi gecede sonunu getirdim. Kalacağımı bilseydim programlamadan önce okurdum. Kitap bitmesin diye de çok uğraştım yalnız. O kadar yavaş okudum ki bitirtmem saatlerimi aldı. Ama ne yapayım son çırpınışlarımdı. Ben böyle eğlenceli bi seri okumadım çünkü.


     Bilen bilir yazara bayılırım. Yazar her kitabında daha önce akıllara gelmeyen sahnelerle karşılaştırıp eğlendirir, hüzünlendirir, aşık eder. Ben bu yazardan her şeyi bekliyorum valla. Bi önceki kitapta nefret ettirdiği adama, bi sonraki kitapta aşık ediyor insanı galiba ondan olsa gerek. Karakterlerdeki geçişleri öyle bi yapıyor ki bu size nefes almak kadar doğal geliyor.  Bu kitapta da serinin önceki kitaplarıyla tanıştığımız karakterler mevcut. Zaten Daisy`nin ablası Lillian olmasa olmazdı. Bu kız çatlak valla çatlak. Sırt deli diye daha çok seviyorum bende. Zaten yazar seri içi karakterleri bırakın yazdığı diğer kitaplardaki karakterleri de her kitabında öyle yada böyle misafir ediyor. Seri halinde okumasanız da yadırgamaz deli gibi seversiniz. Tavsiyeyeyse seri halinde her kitabını okuyun. Aklınıza karakterler karışmaz mı gelmesin. Tecrübeyle sabit karışmıyor. Yazar çünkü beyninize onu çivi yazısıyla yazıyor.


     Serinin son kitabı son kalan kızımız. Seri sonu dediğime bakmayın bi kitap daha var ve Bowman kız kardeşlerin Amerika`da olan ağabeylerinden birini anlatıyor. Ama Daisy bu kitapla son süs bitkisi. Daisy kitaplarıyla mutlu mesut yaşıyor ama babası durum müdahale etme kararı alıyor. Adam ülkesine geri dönmekte kararlı ama kızında evlenmeye dair bir tık yok. bakıyor kız koca bulamayacak bari o işin icabına ben bakayayım diyor ve kızını sağ kolu olan Matthew`le evlendirmeye karar veriyor. Daisy`de koştur koştur ablasına gidip durumundan yakınıyor. İkisi de Mat`den hiç haz etmiyorlar. Tipik Lillian tabi ki de asıp kesiyor, kükrüyor. Kızda haklı şimdi. Onunla evlenirse kardeşi Amerika`ya gidecek ve kız kardeşinden ayrı kalacak. Valla bende kardeşimi alıp götürmeye kalkan damada hoş bakmam, yolarım.


     Yazar Allahtan Aşk Seni de Vurur`daki acımı tatmin edip erkenden karşılaştırdı çiftimizi. Marcus karısı doğuracak diye gittikleri kırsalda  Daisy`e isteyebileceği koca adaylarını davet de ediyor. Ama zaten Mat`ti çok önceden davet etmişti. Daisy ve Lillian`ı dinleyen Marcus benim gibi öcü bekliyordu. Çirkin, sevimsiz bişey. Ama kimse aradığını bulamadı. Çünkü tanrı Mat`i götürmüş heykel gibi adamı getirdi. Daisy kafasını kaldırıp, seveceği birini bulmak adına dilek kuyusuna gidince Biskolata erkeğiyle karşılaşıyor. Tabi Mat`in o halini görünce bi tanıyamıyor.  Babasının aklına evlenme fikrini soktuğunu düşündüğü gıcık, soğuk, çıkarcı, sanayici mantıklı herif  gitmiş Daisy`nin deli divane olacağı adam gelmiş. Tabi bunları ilk görüşte anlamıyor. 


     Daisy adamı suçlayıp gezsin, adamın dünyadan evlilikten haberi yok. Zaten Mat Daisy`e ilk gördüğünden beri aşık olmasına rağmen evlenmem diye tutturuyor. Daisy ben bu adamı beğenmem derken kıskanıyor. Ama bu adamda sevilmez mi? İlk gördüğü andan beri deli divane aşık be. Bide Daisy`in asla onun olmayacağına kendini o kadar inandırmış ki onu uzaktan uzaktan kendini tuta tuta sevmiş. İçim parçalandı be.


      Kitapta olaylar hızlıca ilerliyor. Olay olayı kovalıyor. Siz Mat`te aşık oluyorsunuz ama kadınsı kıskançlıkla Daisy`e sinir olmuyorsunuz. Bu bende çok olur ama bu kez olmadı. Daisy öyle ki insan kızamıyor. Zaten adamı baştan çıkaracağım diye kendini paraladı. Ama aferin kıza istedi aldı. Adam desen sakladığı sır kitaba damgasını vurdu. İlk satırdan son satıra kadar anca merakımı tırmandırıp durdu. Kitap bitse de sırrı söylemeyecek yazar diye korktum valla. Normalde yazarlar iç seste ne olacağını anında yumurtlarken Lisa`nın maşallahı var. Resmen Mat iç sesinde bile sesini çıkaramadı.


     Kitapta yalnız zaman zaman Lillian`ı gidip sarsasım geldi. Lan kız senden korkusuna adamla olan derdini kimselere anlatamadı. Kız görüyorsun seviyor,  sen hala bencillik peşinde olmaz diyorsun. Valla Markus sana iyi katlanıyor. Tamam itiraf ediyorum Lillian`ın kıskanıyorum. Hala tartışıyorlar, hala tutku dolu ve aşıklar. Bendeyse bunların onda biri yok. Kıskançlığımı bitarafa bırakırsak, karakterler birbirleri için çok mücadele verdi. Daisy`e helal ama. Adamın sırrına rağmen inandı güvendi.K itaplardaki maceraya tavdı adamı buldu ayağına getirdi. Süs bitkilerine aşkı bulduran dilek kuyusu mu ne? En iyisi kitabımı kapatayım da dilek ağacı çeşmesi kuyusu gezim.  


      Ah ben bunları çok sevdim ama. Kesinlikle ve kesinlikle okumalısınız. Serinin tamamını da okumalısınız ki bence mutlaka sırayla. Böylece karakterlerdeki müthiş değişikliği fark edersiniz. Birileri okusun da hadi dedikodusunu yapalım. Kitabı çaktırmamak için. Acil okuyun ki koca çenemi rahat rahat açabileyim.

Şarkıysa....




Benzer Yazılar

Hiç yorum yok:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.