ZORAKİ DÜŞES

/
0 Yorumlar
       Tüyaptan aldım ve vize haftam biter bitmez kulemi okumaya başladım. İlk tercihimdi. Sebeplerine gelirsek kapağı çok iyi yaa. Kırmızının tonu, kadının elbisesi, saçı başı her şeyi. Kapağa aşık oldum ben kesinlikle. Ve kadın karakterin tipiyle de kapak çok uygun, cuk oturmuş.


        Gelelim kitaba. Kitap öyle hızlı bi giriş yaptı ki, “wuhuuu harika bi şey geliyor” dedim. Kitap ilk sayfa ile olaya daldı. Kadın karakter Sarah Hamilton Amerika’dan babasın ölümü üzerine kalkıp lordların cirit attığı İngiltere`ye geliyor. Babası ölmeden önce son nefesini vermeden aklına kızını düşünmek gelmiş. Ölünün arkasından böyle konuşulmaz ama adam hayatı boyunca kızını hiç düşünmemiş. Ölürken düşüneceği tutmuş ve abisi Westbrook Kontu`nun yanına gideceğine dair söz verdiriyor. 




      Herşey harika güllük gülistanlık olmasa da Sarah İngiltere`ye gelmeyi başarıyor. Amcasını  önüne çıkmadan toparlanmak için geceyi handa geçirmeye karar veriyor. İşte işler bu noktada kopuyor. Hancı fahişe zannedip oda vermiyor, damın biri fahişe sanıyor ve arkadaşını koynuna girsin diye bi odaya alıyor. Bizim kızda baya Kezban düşünemiyor. Yatacak yerim var düşünmeme gerek yok diyo. Soyunup yatağa giriyor ve Alvoord Dükü James Ranyon her şeyden bi haber odasına gidiyor. Kızı gönderme niyeti hatunun güzelliğini fark edince yalan oluyor. Sabah Sarah adamın koynunda uyanıp bide millete yakalanınca  James kızla evlenmeye karar veriyor. E kız bide Westbrook Kontu`nun yeğeni. 


      James`in hayatı da pek iyi değil. Manyak bi kuzeni var. Kuzeni adamı mezarla buluşturup, dük olma peşinde. İşte bu kitaba aksiyonu katıyor. Aslında hayatlarını da yönlendiriyor. Ama yazarın kafası azıcık karışıktı galiba itabı nereye sürüklese bilememiş gibi. Kitaba o kadar hızla girdikten sonra bi garipleşti. Çünkü aşkları pek bi yüzeyseldi, karakterler bi ne yaptıklarını bilmiyordu sanki. 


       Kitaptaki karakterleri sevdim. Çok komik diyaloglar vardı bi kere. James ve arkadaşları baya formundaydı. Hele Robie… Bayıldım adama. Bi kısmının James ve Sarah`yı dürtükleyip birbirlerine itmeleri bi kısmının aman mercimeği fırına vermesinler durumları harikaydı. Zaten çift arasında tutku okeyde, aşk bi soru işaretiydi. Çünkü yazar derinden işlemek yerine hikayeyi harcamış. Zaten adam bakir çıktı. Yanlış duymadınız. Bildiğiniz bakir. Şimdi bu kitabın gizli, enteresan şeylerinden biriydi. O devirde o mevkiiyle bakir adam zor. Ya devre bakma bakir adam biraz garip bi fantezi. Amerikalı bi kaç yazarda var bu. Anna Campbell`in Mahrem`inde de vardı.


      Adamın durumu malum ama kız çok farklı bi kafa yaşıyordur. Ama sormak yerine baya sustu. Tipik kadın milleti kafada kurup kurup anlatmıyor. Anlatınca James de açıklamakta pek yeterli değildi hani. İletişim problemleri için kesinlikle çift terapistine ihtiyaçları vardı.


       Kitabın kapağını beğendim. Dili de gayet güzeldi. Karakterleri sevdim. Konu gayet güzel. Hızlı giriş ve içine çekip bi şekilde okutuyor. Ama gel gör ki bi şeylerde tam tatmin etmiyor. Şimdi bi Judith McNaught, Julia Quinn. Julie Garwood`la tanıştıktan sonra çok yavan geliyor. Ama okunmaz mı okunur. Sürüklüyor ve eğlendiriyor. Zaman geçirmek için birebir. Ama elinizde daha iyi kitaplar varsa sonraya ertele bileyeceğiniz bi kitap.


Şarkımsa bu ara fena halde taktığım Rita Ora`dan...






Benzer Yazılar

Hiç yorum yok:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.