GÖNÜL AVCISI

/
0 Yorumlar
        Kitapların kendilerine has büyüleri var bence. Her kitapta hissettiklerin birbirinden başka oluyor. Bi kitabı okumakla kalmıyor o kitap aynı zamanda insanda bazı hisler uyandırıyor. Bu hisler böyle bi şarkı gibi bende. Bi şarkıyı dinlediğin ortam olur ya hani daha sonra dinledikçe anımsarsın, heh işte bahsettiğim duygu bu. Ve uzun zamandır ilk defa bi kitabı okurken farklı bi şekilde hissettim. Beklide içinde bulunduğum olaylar yüzündendir. Bu kitabın kendine has bi büyüsü vardı. Çok mu güzel bi kitaptı? Hayır. Çok kötü bi kitap mıydı? Kesinlikle hayır.



          Kadın karakterimiz Fiona bi kitapevi sahibidir ve tek başına yaşamaktadır. Bi mahlas kullanarak da tüm Londra`yı kendine hayran bırakan korku dolu romanlar yazmaktadır. Erkek karakterimiz Aidan Hindistan`da kendi şeytanlarıyla mücadelesini tamamlayıp ülkesine geri dönmüş bi adamdır. Aidan ile Fiona, Aidan`ın dük olan abisini ziyaretinden dönerken bi gece yarısı karşılaşırlar. Adam kızı görmesiyle, sonlarının nasıl biteceğine karar vermesi bir olur. Bununda çay partisine değil yatağa gittiğini tahmin ediyorsunuzdur.


       İki karakterimizin de belli başlı sırları vardır. Aslında Fiona`da bundan bir iki tanedir ama adam kızı yavaş yavaş çözer. Kız karakterini sert tutma konusunda çok inatçı, karalı. Adam kızla baya uğraştı. Zaten en güzel kısmı da adamın o nüktedanlığıydı. Kendisini seveceğinizin garantisini verebilirim. Zaten kadın karaktere göre daha mantıklı da hareket ediyordu. 


         Fiona ah sırlarım diyip duruyordu ama bence o kadarda büyük bişey sayılmazdı. O zamanın toplum koşulları farklı eyvallah ama hem sırrı saklayıp adamla mutlu olabilirdi. Ama kız ilk sıkıştığında tipik aşık hareketini uyguladı. Sevdiğim zarar görmesin gitsin. Adam heşeyi kabul etmesine rağmen niye yazarlar ısrarla çekip gitme olayını dramatize eder anlamıyorum. Umarım bi gün bi yazar kalıp savaştırır.
  


         Gotik romanlar yazdığından ve geceyi sevdiğinden kendini paranoyak sanıyordu ama başı ciddende beladaydı. Başının belada olduğunu anlaması uzun sürdü de adam korumaya kalkınca adamı neden reddeder anlamam. Fiona baya burnunun dikine giden bi karakterdi. Adamı deli gibi sevip sürekli itti ama olsun. 


         Aidan bi kez bile inancını kaybetmedi ve deli gibi savaştı resmen. Tom`un Jerry`i kovaladığı gibi kovaladı. Tabi her erkek gibi niyeti başta kızı yatağa götürmek olsada sonunda evlenmek için çırpınan taraf oldu. Aralarındaki ilişki oldukça naif olmasına rağmen ben böyle dolu dolu hissedemedim. Ama ne bilim kitabın kendine has tarzı kitabı çok sevip merak etmeme neden oldu.


       Kitabı okumak için biçok sebebiniz olabilir. Macaresı atraksiyonu aksiyonu var. Aşk var, tutku var. Ee bide Aidan var ki o başlı başına okuma sebebi. Aidan`ın kız kardeşinin hikayesi ilk kitapmış ancak okumamıştım. Onu da aldım okuyacağım. Küçük bi sır o daha güzel diyolar.

  McBride Family
2. Gönül Avcısı
                  3.  Bride of a Wicked Scotsman
       

       


Benzer Yazılar

Hiç yorum yok:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.