SIMSICAK

/
3 Yorumlar

      Geçen hafta ilk defa oy kullandım. Otuz küsur günle geçen seçimlerde avucumu yalamak zorunda kalmıştım ama olsun. Neyse işte seçimlerden istifade Pazar gününe plan yaptım. Yatak ve kitap. Bu sayede uzun zamandır okumam için beni bekleyen kitap bitti.


      Julie Garwood hayranlığım var benim. Kendisi sayesinde İskoç erkeklerine aşık olmak ne demek öğrenmiş bulunmaktayım. Kitap kahramanımız Sam Kincaid`e İskoç asıllı bir FBI ajanı. Çifte vatandaşlık sağ olsun. Sayesinde Lyra kendi İskoç`unu buldu. 




       Lyra bir sinema öğrencisi ve mezuniyeti için anahtar olan derslerden biri için bir belgesel çekmek zorundadır. Hocanın gözüne de girebilmek için duvarında gördüğü şimdilerde çöplük olan yemyeşil parkı ele alır. Kamerasını yerleştirir. Haftada bir falanda uğrayıp kayıtları alır. Yine rutini gerçekleştirdiği bir gün büyükannesine giderken bir bahçe satışında durur. Gözü dönmüş ev sahibi tüm eşyaları bedava vermektedir. Ne güzel dimi? Lyra`da kadının kocasının ilk basım, üzerine bide imzalı Gazap Üzümleri, Yüzüklerin Efendisi… Sorun zaten bunda değil Lyra gittikten sonra gözü dönmüş kadının, eve gelen kocasını vurup ardından intahar etmesi. Buradaki sorun unsuru da ölen adamın peşinde olan mafya mensubu arkadaşların, kızın aldığı kitap ve cd`ler içinde bir video. 


       İşte bundan sonra olaya Sam katılıyor. Lyra`nın ev arkadaşı Sidney`in abisinin hayatını kurtaran Sam bir anda aile ye ve sorunlara dahil olur. Kızların evini basan adamlardan sonra Sidney`in abisi Alec kendi hayatını da kurtaran meslektaşı Sam`den kızlara göz kulak olmasını ister. Sam`e de Lyra`ya bakıcılık yapma görevi düşer. Eee aksiyon filminde bile aşk varken Julie`nin yazdığı kitapta olma mı? Ateş, barut ve patlamalar.


      Lyra`nın başı açık ve net fena halde dertteydi. Bide üzerine aile sorunları. Büyükannesinin parasına göz dikmiş nefret edilesi bi aile kolay iş değil. E bide bizim sürpriz yumurtamızdan Sam çıktı. Kız için aşk sorun çünkü Sam “ben bi odunum, aşık olamam” triplerinde gezdi durdu. Sonunda ne mi oldu, kendi kalbini vermek koşuluyla bırak kızı, kızın çılgın büyükannesinin bile kalbini çaldı.


      Kitabın aksiyonu eksik olmadı. Bu yüzden olsa gerek duygusal olarak çok derinlere girilmiş bi kitap değil. Zaten aksiyon olayları da fena halde ters köşe yaptı. Kimden ne kötülük bekliyorsak altından başkaları çıktı. Uzun  zamandan sonra ilk defa bi kitapta  katil kim oyunu kaybettim. Kaybettim ama mutluyum. Çünkü kitabı çok sevdim. Bu FBI serisi gibi bişey ve ben Ateş ve Buz kitabını okuyup onu da çok sevmiştim.  Julie Garwood bi İskoçla daha gönlümü fethetti. Sizlere koca koca okumalı günler. 

Bu aralar sakin sakin dinliyorum=)




Benzer Yazılar

3 yorum:

deeptone dedi ki...

okurum ben de tımım. ama senin çektiğin fotolar ne güzel. nutella hastasıyım yaa :)

Zamska dedi ki...

bi harikasın yaa uzun zamandır dinlememiştim bu şarkıyı. =)

Zamska dedi ki...

nutella`yı bende çok seviyorum hemde çok =) kardeşimle tek tartışma sebebimiz nutella=)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.