BENİ SEÇ

/
4 Yorumlar
     
       Kast sistemine göre maddi durumum 5 ve 6 arasında gidip geliyor bi kaç aydır. Kız kardeşim şehir dışında okul kazanınca dolabımı sırtına yükleyip gitti. Ee tabi bide kredi kartımın limitini. Zaten kredi kartım hiç bi zaman limitini ful doldurmadan bir ay geçirmiyor. Bu yüzdende  kitap alacak kuruş paramın kalmadığı çok oluyor. Evde son sayıma göre 82 tane okunmayı bekleyen kitabım var. Kitap alma fetişisti olabilirim. Alıp beklettiğim çok kitabım var. Süreklide kitap çıkınca ya param ya zamanım olmuyor. Tabi ben üç aydır 5-6 arası gidip gelirken Beni Seç`i almayı unuttum. Alınca da bir ay okumamı bekledi. Herkes o kadar çok bu seriden bahsetmişti ki çok istedim almayı alınca da hevesim kaçtı. Ama bir ayımı çöpe atmışım bildiğiniz.




       Kitabı duymadım etmedim diyenler için bol spoili bi yazıya merhaba diyorum. Şimdi bi kaç yüzyıl falan olsa gerek ileriye gidin. Amerika`yı yıkın üzerine Illéa adında bir ülke kurun. Sonrada Hint usulü kast sistemini dayayın. Sınıf atlamak neredeyse söz konusu değil ve sınıflar arası evlilik de kesinlikte hoş karşılanmıyor. Birinci sınıf zengin güçlü ailelere tahsis edilmiş anladığım kadarıyla ikide öyle bi şey. Üçler öğretmen vs. Dörtler ne yapıyo tam anlayamadım ama fena değil durumları. Yani en azından aç kalmıyorlar. Beşler sanatçılara tahsis edilmiş. Sanatın toplumdaki yeri pek parlak değil anlayacağınız. Ve mevsime göre aç kalabiliyorsunuz. Altılar genelde aç kalıyor ve hizmetçi olmak zorundalar. Yediler ve sekizler açlıktan kıvranıyor. Sekizler tamamen evsizler falan. Anlayacağınız toplumun yarısından fazlası maddi imkansızlık içinde. Ve dünyada savaşlar sürüyor. Üzerine asi tayfası etrafta kol geziyor.  Ülkeyse krallıkla yönetiliyor. 


        Kendinizi böyle bi dünyada bi kaç dakika hayal edin. Eğer bir ikiyseniz hava hoş ama diğer basamaklar yaşamak için pekte iyi bi tercih değil. İşte bu dünyada Amerika isimli hatun beşinci sınıfa ait bi birey. Hayat boyu çalışmak zorunda. Illéa ülkesinde sınıf atlamak için üst sınıftan bi koca bulmasını sürekli destekleyen bir annesi var. Ama Amerika Aspen adında altıncı sınıfa ait bir çocuğa deli divane aşık. Ki bu aşk tamamen gizli kapılar ardında oldukça masumane ve dokunaklı bi şekilde geçmek zorunda.


       Tüm bu kast sistemi, imkansız aşklar, toplumsal zorlukların içinde zirvede oturan ve 21 yaşına başmak üzere olan beyaz atlı prensimiz Maxon var. Prens Maxon`da evlenip çoluk çocuğa karışmak zorunda ve iş gelini seçmeye gelince işin rengi değişiyor. Sokaklara çıkıp özgürce yaşamak bi yana, kafalardaki çapkın, skandal dolu prenslerden durumu tamamen farklı. Gelinini seçmesi bizim külkedisi masalındaki evlensin diye balolar düzenleyip salonu kız doldurma usulü gibi. ülkenin dört bir yanına, yaşları uygun kızlar için davet gönderiliyor.  Başvuru yapan kızlar arasından 35 kız seçilip saraya alınıyor ve tek tek eleniyor. Sona kalan kızda prenses oluyor. Benim evime de bi davetiye bekliyorum çünkü ben bu prense bayıldım….


       Amerika`da kapısında bu davetiyelerden birini buluyor. Annesi başvuru yapması konusunda oldukça ısrarcı ve kararlı. Amerika`nın ise tek istediği Aspen`le evlenip bol bol çocuk yapmak. Aralarındaki aşk o kadar güzel ve dokunaklı ki.. Okurken insanı içine çekiyor ve ta ki Seçim`e kadar Aspen Aspen deyip durdum. Fedakarlar ve her şeyi göze alıp aşklarına sahip çıkmak istiyorlar. Ancak Aspen  Amerika`nın hayatının fırsatını kaçırmasını istemiyor ve kendince fedakarlık yapıp kızı başvuru konusunda ikna edip üzerine terk ediyor. Kendince sebepleri var. Kızı koruyup kollamak, iyi bakmak istiyor. Ancak bi altı için bu söz konu değil.


       Amerika saf saf seçimlere katılıyor ve seçilmeyeceğinden oldukça emin. Tekme yiyeceğide aklında yok. Ama aklında ne yoksa başına geliyor. Saraya adımını attığı an itibariyle de ben Aspen`ı unutuyorum o unutamıyor. Maxon öyle tahmin ettiği gibi biri çıkmıyor. Kendini beğenmiş, bencil bi tip beklerken gerçekten iyi bi insanla karşılaşıyor.  Sosyal ve kızlar açısından prensin durumu pe parlak değil. Şimdi prens bu falan dedim ama onun tecrübesizliği normalde sinirimi bozabilecekken, tam tersine gözüme daha şirin görünmesine neden oldu. Amerika`nın niyeti baştan beri seçilmek olmadığı içinde adama ters davrandı ama sonunda dürüstlük kartını kullandı. Sonuçta bu ona Maxon`nun arkadaşlığını kazandırdı. Kızlar konusunda ona yardım edecek. Ama işler pek beklediği gibi gitmiyor tabi ki. Karşısında Maxon olunca Aspen Aspen diye ağlarken onun büyüsüne kapılmaya başlıyor. 


       Maxon tamamen bir inceleme konusu. Ve onunla tanışınca ben Aspen`ı anında defledim. Koca prens bu kızdan hoşlanıyor ama bu Amerika salağı hala mırın kırında. Sonra kıskançlık krizleri ama istemem yan cebime koy. Adam belli sana aşık, ağzının içine bakıyor sen daha ne istiyorsun. Yok ben diğer kızlardan güzel değilim onlar daha iyi kafasında takılacağına dur biraz düşün. Diğer kızlarla iyi geçiniyor. Zaten yazar hepsini birer melek olarak işlemiş biri dışında.


      Arka kapağı okuyunca bir masal bekleyeceksiniz ama bu masal değil. Üç kişilik bi aşk mevcut ki üç kitaptan oluşan serinin sonunda Amerika Maxon`ı seçmezse kafa atarım. Gerçi yalan yok Aspen`da çok tatlı. Ahh yazar anlaşılan iki erkek arasında kalma durumu yaşıyor. İki kişiye birden aşık olma durumu benim başıma geliyor sanıyordum ama anlaşılan oldukça yaygın bi durummuş. Umarım Amerika akıllı çıkarda ikisini de reddetmez. 


      Kitabı mutlaka okuyun çok seveceksiniz eminim. Erkek karakterlere bayılacak kadın karaktere yer yer uyuz olacaksınız. Bide yazara karakterleri çok net tarif etmediği bi kez bahsedip geçtiği için kızacaksınız. Onun dışında kitap bitti diye üzülecek sırada Elit var diye sevineceksiniz. Tabi almadıysanız hadi pamuk eller cebe durumu yaşayabilirsiniz. Örnek a birde ben. O yüzden tavsiyem ikisini de alıp hemen okumaya başlayın.




Hayalimde net olarak bi Maxon canlandı. Yazarda umarım benim gibi sarışın seviyordur da sonunda kız Maxon`ın olur. William Moseley cuk diye oturdu. Ancak aklımda sonra Patrick Pilz belirmeye başladı. Neyse ki ikisi de harika şeyler =)

Şarkıya gelirsek Apocalyptica`dan  Ruska…






Benzer Yazılar

4 yorum:

Plaza Sesi dedi ki...

kitap listeme ekledim ki bu hiçte iyi bir şey değil baya bi kabardı lisyem yaa :( yakında kastın 8ine düşcem zamskaaaaaaaa! asdf

kadriye dedi ki...

Son zamanlarda geleceğe dair senaryolar çok revaçta. Filmi de çekilir bence bunun. Çok müsait görünüyor. Zengin oğlan fakir kız biraz farklı versiyonu.

Zamska dedi ki...

Plaza,
hahah valla kendime güldüm. Ay ben bu yorumu daha yeni gördüm =)
Kast varsa 2 den aşağı inmezsin ki sen =)

Zamska dedi ki...

Kadriye,
Okutuyorlar kendilerini ya =) üç kitabı bir filmde toplayıp öyle film yaparlarsa cidden harika olur =)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.