FRANZ KAFKA VE ONUN DÜNYASI

/
4 Yorumlar
Kaç insan kafasındaki pedalları çevirebiliyor ki....


        Okuma sebebim olan adam Franz Kafka. Ben küçükken kitap okumaktan gerçekten çok nefret ederdim. Annem tatillerde çocuk kitaplarını seri seri alıp bitirmemizi isterdi. İşin güzel tarafı bitirince bekleyen ödüldü. İstediğini seç alsın veya yapsın. Hangi çocuk buna hayır derki. İşte böyle ödüllü okumalardan sonra 13 yaşındayken Franz Kafka ile tanıştım.


      Bana okumayı sevdiren, okudukça iyi hissetmemi sağlayan yazardır. Şimdi iyi hissetmek ve Kafka komik gelebilir. Okumayanlar için söylüyorum Kafka ne acıklı hikayeler, nede size iyiyi mutlu olmak anlamında  hissettirecek türde şeyler yazmaz. Kafka size sizi ve toplumunuzu sunar. Acılarından beslenmiş;  toplumu, seni beni seyretmiş bi köşeye de notlarını almış gibidir. 




     Kafka`nın ilk olarak Dönüşüm kitabını okudum. Ödev verilmişti zorunluluktan başladım. Genelde okumaz, özetine bakar arkadaşlardan dinlerdim. Ama bu kez okudum ve hayatım değişti. Ergenliğin zirvelerini yaşarken Kafka ile tanışmak beni sarsmıştı. Çünkü bi görev, sorumluluk duygusuyla başladığım bi kitap tamda yapmış olduğum şeyi  eleştiriyordu. Ergenlik dönemine girmiş ya da girmek üzere olan bi çocuğun hissetmeye başladığı toplumdan uzaklaşma, yabancılaşma, yalnızlaşma duygularını böceğe dönüşen George Samsa üzerinden anlatıyordu.


      Kafka görmeyi çok istediğim şehir Prag`da dünyaya gelir. Yahudi bi aileden geliyordu ve köken durumu da oldukça karışıktı. Avusturya Çek falan derken hiç bi zaman bi yere ait hissedemedi kendini. Tam olarak buraya aidim diyebileceği bi ortamı olmadı. Babası çok baskıcı bi adamdı ve hiçbir zaman iyi anlaşamadı. Babası başta olmak üzere tüm ailesini kendinden uzak ve yabancı hissediyordu.


      Edebiyat okumak için gittiği okulda babasının isteği üzerine hukuk fakültesine hapsoldu. Hiç istemediği halde hukuk eğitimi aldı, hiç istemediği halde sigortacı oldu, hiç istemediği ofis ortamına hapsoldu. Tüm bu kendi iradesi dışında olan şeylere rağmen yazmaya devam etti. İçindeki yazma arzusunu hiç bastıramadı. 


     Yıllarca kitap basmadığı dönemde insanlar onun yaratıcılığının bittiğini düşünürken o hiç yayınlamayı düşünmediği yazılarını yazmaya devam etti. Ancak babasının baskıcı tavrı ve tüm o eleştirileri yüzünden kendini hep yetersiz gördü ve öldükten sonra yazılarını bıraktığı yakın arkadaşı Max Brod`a tüm yazdıklarını yakmasını söylüyor. Allah`tan Max aklı başında bir adamışta, yakmayı bi kenara bırakıp hepsini yayınlıyor. 


      Franz hiç evlenmemiş. Ancak öyle aradığınız erkek tipide diyemem. Çünkü yaşadığı az sayıda ilişkiden birinin sonunda zavallı kızı aldatmış. Milena Pollak ile sadece mektuplaşarak iki yıl gibi uzun bi süre aşk yaşadı. İkisi arasındaki en büyük engel ise Milena`nın kocasıydı. Max Kafka`nın kemiklerini sızlatmak pahasına mektupları da yayınlayınca bizlerde Milena`ya Mektuplar kitabıyla bu aşka şahit oluyoruz. Mektupları acaba hatunun kocası okumuş mudur ben en çok onu merak ediyorum ya neyse.


     Dünyada olup biten herşey onun umurundaydı. Sistemin köleleştirdiği bizleri ve kendini anlatmak için eserlerinde bolca metaforlar kullandı. Yazdıklarını okumamızın gereksizliğini düşünürken, ölümünden sonra ünü gitgide parladı. Hala ben sen konuşuyoruz. İhtiyaç duyduğu özgürlük, sevgi ve insani şeylerdi. Yoksa kendini bi böcek yerine koyup başına gelenleri yazmazdı. Eserlerinde oluşturduğu karakterler onu ve hayatını, içsel dünyasını derinlemesine yansıtıyor.  İnsanların etrafı zorunluluklardan, mecburiyetlerden başka bişey derken bizleri kandırıp kurtulacaksınız demiyor. Hiç bi eserinde kandırma yoluna gitmeden bize bizi anlatıyor. Eğer sistemin bi parçası isen işe yarasın. Değilsen yerini dolduracak başka biri bulunur ve çark dönemeye devam eder.


      Eserlerinde bambaşka bi dünya anlatır. Depresiftir, sorgular, mutlu son veya sizlere çözüm üretmez. Yaşarken köşede bi gizli kamera varmışcasına yazılan kitaplardır. Arkadaşımın başına geldi durumu. Kitapları yarım kalmış, cümlenin ortasına üç nokta konmuş gibidir. Laf aramızda ben bu adamın fena halde hayranıyım….

      Kafka daha önce okumamış olabilirsiniz ama hiç bişey için geç değil. İnsan olduğu hali fark etmeyi sevmez. Gerçeklerin yüzüne yüzüne vurulmasını da sevmez. Kim sabah bi kova suyu başına boşaltılarak uyanmak ister ki? İşte bu Kafka`nın tam olarak yaptığı. Kafka okumak başka bişey. Edebi zevki doyasıya alırken, bi yandan da beyniniz harıl harıl çalışmaya sorgulamaya başlar. Arada soluk almak düşünmek iyidir. Kafka ise harikadır.



Benzer Yazılar

4 yorum:

Demirbey dedi ki...

Yahudi oluşundan dolayı doğasında olduğunu düşündüğü korkaklıkla beraber her biri şaheser hikayeler yazmış bir adam. Milena'ya mektuplar'da bahsetmiş olduğum korkaklığı kendi ağzından itiraf ettiğini görmek de mümkün.

Kısa ama öz, güzel bir bilgilendirici yazı olmuş, eline sağlık ..

Zamska dedi ki...

Teşekkürler, daha önce Kafka okumayanlar için özendirici olsun istemiştim umarım az çok başarabilmişimdir..
Eserlerinde kesinlikle kendinden çok şey var. Kendisini parça parça anlatmış gibi =)

Plaza Sesi dedi ki...

okumasam atlardım eksikliğiyle ;) amacın fazlasıyla yerine ulaşmış olmalı.Benim bile tekrar okuasım geldi asdfasd

Zamska dedi ki...

Plaza Sesi,
Ben her yıl psikopat ve takıntılı bir halde Dönüşüm kitabını yılın ilk günleri okuyorum.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.