DUYGU

/
11 Yorumlar

       İçime öküz oturdu. Yazara sorarım bu kadar güzel bir kitap yazıyorsun madem neden 672 sayfa yazarsın. Sen yapsana şunu cilt cilt. Ya da içine bir sürü sıkıcı detay koysa, uzun uzun betimlese, diyalogların içi boş olsa da bende sıkıntıdan ölsem. Harika bir kitap yazmış sonrada beni bu durumlara düşürmüş diye yazara kızgınım. Uzun zamandır ilk defa bir kitabı bu kadar severek ve eğlenerek okudum. Şimdi arkanıza yaslanın da size Duygu`dan, Sedat`dan, Bekir`den ve Alim`den bahsedeyim.


     Duygu için “Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı.” Onun hayatını kurtarmışlar, kurtarmakla da kalmayıp onun ailesini olmuşlardı. Zaten bu dörtlünün de birbirlerinden başka kimseleri yoktu. Üç beyimizin de tek derdi Duygu`yu korumak, onu mutlu etmekti. Duygu`nun derdiyse bu üç devesi ama bilhassa Sado`su. Senem adında uyuzlar uyuzu, psikopatlar psikopatı sevgilisi vardı çünkü. Bir adam bu kadar boka batmış bir hatunu yanında niye tutar? Hadi tuttun diyelim Duygu, kıskançlıktan ölürken nasıl anlamaz bu Sedat`a aşık olduğunu. Evet adamın yanında yedi yıl kal, o benim her şeyim de ama adama olan aşkını fark etme. Fark etmemeyi de geçtim adamın sana olan aşkını görme. Adam resmen mezar kazdırdın, yazık be. Yeminle okurken delirtti beni. Ama o kadar şeker ve komik ki kızamıyor da insan.


      Sedat yaa. Aaa söyledim mi paşam İstanbul`un dayısı, babası, mafyası. Takır takır adam öldürüyor. Duygu bunu biliyor ve sesini çıkarmıyor. İşin ilginci ben bile “Aman vursun hak etti köpek hahaah” moduna girdim. Kitapta bir buçuk Sedat var. Buçuk Sedat Duygu`ya aşık, fedakar, haylaz, komik; bir Sedat sinirli, gözü kara, bağırıp çağıran –ki Duygu`ya da bağırıyor. O bağırırken siz gülüyorsunuz arada.-, silahını çekip kafaya sıkan, kaçacağım diye Duygu`dan, o üzülmesin diye size kafayı yedirten adam. Hata mutlu olsun o diye diye elin adamlarına gelin yapacak adam o. Sonrada kızın yakasından düşmeyen adam. 


      Bekir benim duygusal oğlum. Sevdiği kızı buna vermemişler, bu da kuzu kuzu beklemiş. Ama kızın kapısına geleni de kovalamaktan geri durmamış. Sevdikçe içine atmış, sevdikçe içine. Kızın babası Selma`yı başkasına vermeye kalkmış boyna, bizimki yine kızı düşünmüş ilk.Bizim çekingen Selma`nın da içinden bir cadoloz çıktı görmeyin. Selma kudurdukça Bekir daha bir ağır abi oldu ama bir yandan da yüzü güldü. Ay bir de espri yapmaya başladı bu adam tadından yenmiyor.


      Ve Alim. Duygu ona böyle diyor ama kitabı okuyup ona Ali diyen çıkmaz. Alim o ya. Bu üç deveden en şeker olanı o. En çocuğu, en güler yüzlüsü, en eğlencelisi, en iyi kalplisi, en çapkını… Birkaç en daha yazardım da kadın okurların iştahı kabarsın istemedim. Ama söylemeyi unuttum bütün bu güzel enler, bu devenin karşısına Aslı çıkınca en öküzü, en kabası, en maçosu, en kutup ayısı olarak değişti. Ama şanslıyım ki Alim`e yazar bir kitap yazmış şimdide onu okuyacağım.


      Ben genelde Türk yazarlardan uzak dururum. Dil, konu sıradanlığı falan beni sıkar. O yüzden her seferinde acabayla yaklaşırım. Hele son okuduğum bir iki kitaptan sonra ümidi kesmiştim. Ama Duygu çoktan kargoya verilince de iptal şansım kalmadı başladım. Sonra kafama vurdum tabi daha erken okumadım diye. Çünkü okurken hakikaten eğlendim ve o sayfalar nasıl geçti anlamadım. Bir çok yazar gibi kitabı duygusal olarak boğmamış okurken eğlendirmiş karakterleri. Tamam duygusal anlamda bomboş da demedik tam kıvamında, benim ihtiyacım olanda buydu.  Bence aksine tam kararındaydı. Sıkılıyorum ben o üç yüz sayfa duygusallıktan ölen satırlarda hatta atlaya zıplaya okuyorum. Bu kitabıysa satırı bırak kelime atlamadan okudum. Yazarın dili çok duru ve içtendi. Mafya babası yazarsam küfürde ettiririm demiş ama bunu hiç rahatsız edici seviyede tutmamış. Karakterler birbirini severse çok sever güzel sever ben bunu üç yüz sayfa size duygusal ağlak şeyler vermeden iki satırda bile hissettiririm demiş ve başarmış. 


     Kitabı Duygu`nun ağızından okuyoruz ve arada kafasına odunla vuralım diyoruz ama daha çok karakteri çok seviyoruz. Kitabın kapağı da zaten ayrı bir güzel. Yalnız yazar kitapta ilk sayfalarında kendi kitabını okutturdu Duygu aracılığıyla övdü. İlk sayfalarda görünce bunu ben tabi sinir oldum. Bırak biz övelim ama kitap bitince aklımdan geçen acaba kitabı nasıl dur sipariş vereyim oldu. Yazar kendine nur topu gibi bir hayran kazandı. Tavsiyem alın okuyun okutturun eğlenin.  



Benzer Yazılar

11 yorum:

muhliscakmak dedi ki...

kıtabı okumuş kadar olduk yazar görürse yorumunu bu durumdan hoşnut olmayacaktur kitabı almaktan cayan çok olabilir ama hemen sipariş vermek isteyende
elinize sağlık

İçimden Anılar dedi ki...

Aboov detaylı anlatım severimmm :) teşekkürlerrrr

Zamska dedi ki...

muhliscakmak,
Kitabın etkisinden çıkamayıp bol bol spoiler mi vermişim ne =) Yazar görürse ve kızarsa aman der ben şurayı beğenmedim işime engel olmuş çomak sokmuşsun bizde cümlelerin bir ikisine kıyarız. Ay hem bu ne ki Duygu`da olay bitmiyor. Deli kız bu Duygu =)
Okudunuz mu kitabı? Ben bayıldım =)

Zamska dedi ki...

İçimden Anılar,
Kitabı bitirir bitirmez yazınca spoilerin ucu kaçıyor bende onu anladım =) Ya da yazmaya yazmaya hamlamışım =)

İçimden Anılar dedi ki...

Haklı olabilirsin. Bu kitabı da okunacak listeme ekliyorum bakalım ömrü hayatım yetecek mi kitapları okumaya :)

maviye iz süren dedi ki...

niye ben böyle kitaplar okumuyorum diye sordum kendime şimdi :)
çok tatlı anlatmışsın :)

safransarı dedi ki...

müptela yayınları bu aralar çok iyi kitapları yakalıyor hakketen :)

Dördüncü Tekil Şahıs dedi ki...

Biraz spoiler hissettiğim için bir yerden sonra okumadım :) Aslında kitabı gördüğümde klasik Türk romanıdır dedim ben de senin gibi. Ama anlaşılan baya güzel. Okumaya değer :)
Yaa hızına yetişemiyorum Zamska. Çok güzel kitaplar paylaştıın :)

Zamska dedi ki...

maviye iz süren,
Çok da tatlı bir kitaptı yaa :D

Zamska dedi ki...

Safransarı,
Hakikaten öyle. Onlar çıkarsınlar ben okurum =)

Zamska dedi ki...

Dördüncü Tekil Şahıs,
Okumaya kesinlikle değer. Ben çok sevdim. Karakterler çok iyiydi =)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.